5 Nisan 2014 Cumartesi

İlk yazım

Bu ilk yazımda hangi konuda yazmalıyım diye düşündüm açıkçası bir konu bulamadım.Ama çok ağır bir bunalımın içinde olduğumu biliyorum.Yazmanın iyi geleceğini düşündüm zira odunlaşmış düşüncelerimiz daha akışkan hale getirir.Oturup insanların okuyup bilinçaltlarındaki sese uyup dalga geçecekleri birkaç yazı yazmak heralde özgüvenimizi biraz olsun etkiler değil mi?

Bunalım demişken neden olduğunu bile bilmiyorum kız arkadaşımın canını durduk yere yakmam mı dersiniz üst üste gelip bitmeyen işler mi dersiniz,sınavlar mı,dersler mi dersiniz birçok dert olduğundan yakınıyorum.Halbuki sıradan bir fabrikada 10 saati 12 liraya çalışan sıradan bir fason işçisiyken daha az derdim vardı.Kapasitemiz,paramız,gücümüz veya diğer insanlara karşı bizi iyi gösterdiğini düşündüğümüz bir veya birkaç saçmalık mı bizi bu kadar mutsuz hale getirebiliyor.Kendimizi övdüğümüz şeyleri kaybetmekten korkumuz mu bu mutsuzluk? Yüzyıllardır bilinir şeytanın bizi fakirlikle korkuttuğu.Peki şeytanın bizi korkuttuğu tek şey fakirlik mi? Yoksa zenginlik kadar önemli başka konforlarımız da mı var kaybedeceğimiz?
Konfor denen şeyler artıkça korkularımız da aynı şekilde artar mı? Konfor dediklerimizden başka kaybedebileceğimizi bildiğimiz başka şeyler de korkutmaz mı bizi ? Peki zenginliğimiz kaybetmeye yüz tuttuğumuz annemizden veya babamızdan daha az korkutuyor mu bizi ? Sahip olmanın gücü,bilinçaltındaki o muazzam dürtü,durduramadığımız his.Bu soruların cevabı kaybettiğimiz insanlığımızla yüz yüze bırakıyor mu dersiniz? Bence hayır.Bu soruların cevabı bizi gerçek benliğimizle yüzleştiriyor sadece.Peki ne yapmalı?
O da herkesin kendi isteğiyle,kendi konforuyla bulacağı bir cevap bence.